Belgesel Düğün Fotoğrafçılığını Serhan Serter’le Konuştuk
Düğün Fotoğrafçılığına ne zaman ve nasıl başladınız?
Önceleri gezi fotoğrafları ve belgesel fotoğraflar çekiyordum. Her şey 2005 yılında evlenecek bir arkadaşımın bir gün beni arayıp “Benim evlilik fotoğraflarımı çeker misin ?” demesiyle başladı. Ve bugünlere kadar geldik…
Bir organizasyona nasıl hazırlanıyorsunuz? Fotoğraf karesi seçimlerini nasıl yapıyorsunuz?
Sanılanın aksine hazırlık ve çekim sonrası işlemleri çekimin kendisinden daha fazla zaman ve enerji isteyen aşamalar oluyor. Bir çekim organizasyonuna öncelikle çift ile bir araya gelerek başlıyorum. Onların beklentilerini, planlarını, özel taleplerini göz önüne alarak günün programını not alıyorum. Özellikle istedikleri bir çekim mekanı veya tarzı varsa bunların detaylarını konuşuyoruz. Sabahtan başlayıp akşama kadar sürecek olan günlük programda gelinin kuaförden çıkış saati, nikah ve düğün saatleri gibi önemli zamanları temel alarak çekim programını beraberce belirliyoruz. Sabahtan akşama kadar yapılan çekimlerde günün fotoğraf hikayesi çıkarıldığı gibi hazırlanacak albüm için açık havada daha önceden belirlenen bir mekanda da çekim yapılıyor. Bu mekana en az bir gün önceden gidip, ışık şartlarını ve ortamını kontrol edip çekim programını hazırlıyorum. Evlilik fotoğrafçılığında sürprizlere yer yoktur. Her adımınız önceden planlı olmalıdır. Çünkü attğınız adımı geri alamazsınız. Tekrarı olmayacak bir günün akışı içinde olduğunuzu unutmamalısınız.
Mesleğinizin en zorlu yanı?
Bu iş hata affetmez. Pilleriniz bitemez, makineniz arıza yapamaz, düşemez, kırılamaz. Ya da siz o gün hasta olamazsınız. Evlilik fotoğrafçılığı birçok fotoğraf otoritesi tarafından dünyanın en zor fotoğrafçılığı olarak tanımlanıyor. Çiftin bu en güzel gününü o anın duygularını yansıtabilecek güçte karelere yansıtabilme çabası çok yorucu bir iştir. Çevrenizde cereyan eden tüm olaylara karşı gözünüzü açık, parmağınızı deklanşörde tutmalısınız. Tekrarı olmayacak bir sürprizi ya da duygusal bir anı yıllarca akılda kalacak bir kareye taşıyabilmek aşırı dikkat gerektirir.
Ben 2 adet D-SLR, 1 adet kompakt makine, 5 adet lens, 2 adet flaş, 4 takım makine pili ve 4 takım flaş pili ve 4 adet hafıza kartı ile çekime hazırlanıyorum. Çekim günü yanımda notebook bilgisayarımı da bulunduruyorum. Gördüğünüz gibi herşeyiniz yedekli olmalı. Gerekli tedbirleri almazsanız gün ortasında karşılacağınız teknik bir problemi telafi edecek vaktiniz olamaz…
Bu kadar stresli bir iş yaptığınıza göre keyif alıyor olmalısınız?
Hayatlarını birleştime kararı alan alan bir çiftin bu en önemli günlerinin tamamında onlarla her an bir arada olmak, mutluluk ve heyecanlarını paylaşmak da bir o kadar zevkli tabi ki. Evlilik gününden sonra da devam edecek dostlukların temelini de atmış oluyorsunuz aynı zamanda. Çekimlerini gerçekleştirdiğim birçok çiftle dostluğumuz devam ediyor.
Belgesel düğün fotoğrafçılığı nedir?
Belgesel düğün fotoğrafçılığı konsepti Amerika ve Avrupa’da doğup gelişen ve ülkemizde yeni sayılabilecek bir tarz. Düne kadar sadece stüdyolarda 1-2 saatlik çekimlerle sınırlı olan evlillik fotoğrafları bu akımla beraber tüm güne yayılmaya başladı.
Stüdyo fotoğrafçılarının açık havada çekim yapmaya başlaması, diğer bir ifade ile stüdyoyu doğal ortamlara taşıma çabası bu akımın etkisiyle ortaya çıkan bir aktivite. Yalnızca burada küçük bir kavram karmaşası var. Stüdyo yerine dış mekanlarda yapılan yaklaşık 2 saatlik çekimi belgesel evlilik fotoğrafı ile karıştırmamak gerekiyor. Bu iki çalışma birbirinden ayrı işlerdir.
Belgesel düğün fotoğrafçılığı düğün gününün tamamının fotoğraflarla hikayeleştirilmesi işidir. Burada fotoğrafçının asıl yapması gereken günün kronolojik akışının ötesine geçerek bulunduğu ortamın içine kaynaması, hareket ve davranışların arkasında yatan duyguları yakalamasıdır. İşte bu noktada düğün belgeseli, fotoğrafçıyı ve sunduğu eseri, günün akşını klişe bir şekilde görüntüleme monotonluğundan çıkartır.
Çiftler neden bu tarz çekimi tercih etmeliler?
Bu samimiyeti sağlamak için, ön görüşmelerin yanı sıra, çiftin düğün sabah evine kahvaltıya misafir oluyorum. Onların sohbetlerine katılıyorum, heyecanlarını paylaşıyorum. Bu tarz fotoğraf çekimi formatında, onların ruh hallerini gözlemleme fırsatını buluyorum. Böylelikle sadece şık pozlar çekmek yerine, o gün yaşanan duyguları fotoğraflıyorum. Eğer çiftler bir fotoğraf albümünün ötesinde, o gün yaşadıkları duyguları ölümsüzleştirmek istiyorlarsa, bu tarz çekimi tercih edebilirler.
Çiftler düğün fotoğrafçılarının gerçekten iyi olduğunu nasıl anlarlar? Ya da iyi bir düğün fotoğrafçısı nasıl olmalı?
Bir belgesel evlilik fotoğrafçısının sunabileceği en önemli referans daha önceki çalışmalarıdır elbette. Çiftler çalışacakları fotoğrafçı ile görüşmeden önce o fotoğraçının eserlerini inceleyip değerlendirmelidir. Unutulmamalıdır ki yapılan iş benzer olsa da her fotoğrafçının kendine özgü bir tarzı ve çekim tekniği vardır. Bu teknik ve tarzların çiftin beklentileri ile ne kadar örtüşeceğine dikkat edilmelidir.
Teknik olarak iyi olmanın ölçüsü özetle ışığı doğru kullanıp, pozlamayı yerinde yapıp çiftin karakterini yansıtacak uygun kareler sunmaktır.
Diğer taraftan artistik olarak iyi olmanın ölçüsü bu işte yoktur. Çünkü zevkler tartşılmaz. Sizin keyif aldığınız bir tarz başka bir çifte itici gelebilir.
Genel olarak iyi bir belgesel düğün fotoğrafçısı görünenin arkasına sızıp saklı olanı ortaya çıkarabilecek, ortamın ruhunu, kahramanların duygularını en iyi şekilde karelere yansıtabilecek güçte ve birikimde olmalıdır. Bu işin en can alıcı noktası ve diğer standart düğün fotoğraflarından sıyrıldığı nokta işte budur.
Sonradan pişman olmamak için, çiftler fotoğraf çekimine nasıl hazırlanmalı? Ekstra yapmaları gereken bir şey var mı?
Araştırmalarını tam olarak yapmayıp fotoğrafçı seçerek sonuçlardan memnun kalmayan birçok çift ile karşılaştım. Ve ne yazık ki hiçbiri o günü geri getirip fotoğraflarını tekrar çektiremediler. Bu çekime en doğru hazırlık doğru fotoğrafçı seçimi ile başlıyor. Bunun yanında gelinin özellikle çekilmesini istediği gelinlik detaylarının, çiçeğinin ve diğer aksesuarlarının fotoğrafçısına mutlaka önceden bildirmesi gerekir. Diğer önemli bir hazırlık günün programının saat bazında hazırlanmasıdır.
Türkiye’de düğün fotoğrafçılığının geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?
Buna geldiği değil varması gerektiği yer olarak bakmak lazım bence. Dijital görüntüleme teknolojilerinin sağladığı kolaylıklar, çekilen fotoğraf sayısını eskiye oranla çok arttırmış durumda. Artık hepimizin elinin altında bulunan cep telefonlarıyla bile yüksek çözünürlükte fotoğraflar çekilebilmekte. Bu durum da fotoğraf çekim sanatını kolaylaştırmış gibi gösteriyor. Her ne kadar dijital sistem fotoğrafa hakim olsa da fotoğrafın üretim sürecinde teknik bir farklılık yok. Işığın mercekten geçerek hassas yüzeyde bıraktığı izle ortaya çıkan fotoğraf artık film yerine dijital sensörlerle elde ediliyor sadece.
Bu noktada yaptığımız işe dijital çekim kolaylığı gözönüne alınarak gereken değer verilmiyor. Bu işi dijital bir fotoğraf makinesine sahip hemen herkesin yapabiliceği bir iş gibi görenlerin sayısı azınsanmayacak oranlarda. Umarım Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi davetliler ve çiftin yakınları elinde makinalarla gelin damadın peşinde koşarak görüntü yakalamak yerine günün tadını çıkarmaya çalışıp bu işi profesyonellere bırakacaklar. Bu tabi zaman içinde gerçekleşecek. Yapılan iş sadece makinanıza etkin bir şekilde hakim olmanın ötesinde yetenek ve birikim de gerektiriyor.
Sonuç olarak ülkemizde belgesel evlilik fotoğrafçılığı gelişim aşamasında ve kendi tarzını zamanla bulacak şekilde ilerlemeye devam ediyor.
Bir Düğün Belgeselinden Kareler
Etiketler : düğün, düğün belgeseli, Düğün Fotoğrafçısı, düğün fotoğrafı, evlilik belgeseli
Pingback: Ayın Röportajı:Belgesel Düğün Fotoğrafçılığını Serhan Serter’le …