İstanbul’dan Belçika’ya Bir Aşk Hikayesi
Onların hikayesi, hayatın sürprizlerle dolu olduğunun bir göstergesi adeta. Gözdecan ve John Kasım 2008’de Belçika’da ilk düğünlerini yaptılar. “Yapmazsalar olmayacaktı” tarzı bir evlilik onlarınkisi… İkinci düğünleri ise Haziran 2009’da İstanbul’da gerçekleşti. Bu beklenmedik aşkın getirdiklerini ve düğünlerini Gözdecan’a sorduk.
Nasıl tanıştınız?
Brüksel’e yüksek lisans için gitmiştim. John ile aynı sınıftaydık. Aramızda bir şey olmamasına rağmen başlangıçta hep john ile beraberdim. Birlikte ders çalışmalar, gece dışarı çıkmalar. Sonra, bir röportaj ödevi için şehir dışına çıkacaktı. Ben de nasıl yapılacağını anlamadığımı bahane ederek onunla gitmek istedim. Daha sonra kendimi ailesiyle birlikte dayısına ait bir hipodromda buldum. Ailesi de beni sevgilisi sanmaya başlamıştı. İkimiz de bozuntuya vermedik. Ben de orada dedim kendi kendime “bu iş oldu” diye. Nitekim o gece bir öpücükle noktalandı.
Nasıl evlenmeye karar verdiniz?
Benim masterım bitmişti. AB vatandaşı olmadığım için çalışma izni alamıyordum. Tekrar master’a başvurmaya çalıştım tarihleri kaçırmışım. Staj bulamadım. Birçok yolu denedim. Sonunda bütün ümidimi kaybettiğim ve hüngür hüngür ağlamaya başladığım bir anda, John dizlerinin üzerine çöktü ve “Mademoiselle , voulez-vous m’épouser?” (Bayan, benimle evlenir misiniz?) dedi.
Bu telaş içinde evlilik hazırlığı yapabildiniz mi?
Bu olay olduğunda Ekim sonuydu. Hemen belediyeye başvurduk ve ancak 15 gün sonrasına gün alabildik. Kayınvalidem 15 günde harika bir düğün organize etti.
Peki ya ailen ne dedi bu işe?
“Anne ben 15 gün sonra evleniyorum, gelebilirseniz çok sevinirim” deyince, bütün aile şoka girdi. Normalde annesinin sözünden çıkmayan benim gözüm kararmıştı. Ailemin “önce gel bir düşünelim” ısrarlarına direndim çünkü eğer Türkiye’ye dönseydim tekrar vize almam çok zor olacaktı. Bürokrasinin bizi ayırmasına göz yumamazdım. Hayatımı etkileyecek bir karar vermem gerekiyordu. Kendimden ve ilişkimizden o kadar emindim ki evlenmeye karar verdim. Ailem de 15 gün içinde hazırlanıp düğüne yetişti.
Biraz da düğün hazırlıklarından bahsedelim. Nasıl bir gelinlik giydin?
İlk once ben gelinlik giymeyecektim, cunku asıl düğün Istanbul’da olacak diye konusulmustu. Sonra Dominique (kayinvalidem) “aaa oğlum ilk defa evleniyor ben yine de Belcika’da düğün yapmak istiyorum” dedi…Ben de bu sefer, “sade bir gelinlik olsun” o zaman dedim ve araştirmaya basladim. Tabiki de hazir almam gerekiyordu. Ama artık Belçkalılarin zevki midir nedir, elimi hangi gelinliğe atsam berbattı. Boncuklar, tüller, ponponlar, aklına ne gelirse koy. Sonra yabancı sitelere bakmaya basladim ama onlar 15 günde siparisi getirmezlerdi. Sonunda gelinlik yerine bembeyaz bir gece elbisesi almaya karar verdim. BCBG adli bir magazada ilk gelinligimi buldum. Başımdaki çiçeği de annem İzmir’den İnci Gelin Evi’nden alıp getirdi.
İstanbul’daki düğünde de aynı gelinliği mi giydin?
İkinci düğünde eksiklikleri kapattım. İlk önce güzel bir gelinlik diktirdim. Gelinliğimi terzimiz Emine Ergüneş dikti. Pronovias 2009 koleksiyonundan Rebeca isimli bir modeldi. İlk once almak istedim ama yine geç kalmışım, bedeni yoktu ve bir ay sonra gelebiliyordu. Diktirdiğim aynısı olmadı ama ben sonuçtan yine de memnun kaldim, hatta sonucu daha çok sevdim.
Nasıl bir değişiklik yaptın gelinlikte?
Pronovias’taki gelinligin etek kismi cok alttan basliyodu. Kalçayı büyük gösteren cinsten bir modeldi. Ben daha üstten baslattim etek kismini.
Düğününüz nasıl oldu?
Ahşap iki katlı bir ev kiralandı. Kayınvalidem 80 kişilik bir otobüs tuttu. Önce kokteyl oldu. Akşam 19:00da ilk dansımızı yaptık. Dekorasyonu çiçekçimiz yaptı. Çiçekler gelin buketimle aynı tonlarda pembe ve beyazdı. Belçika’daki düğünde pasta yoktu onun yerine çeşit çeşit tatlıların olduğu bir tatlı büfesi yaptık.
Ya İstanbul’daki düğün…?
Ben Belçika’da olduğum için detaylarla annem ilgilendi ama tabiki hep telefonda neyi nasıl yapacağımızı konuşuyorduk. Düğün temamız düğün teknede olduğu için deniz temasıydı. Deniz kabukları, mavi beyaz tüller, mumlar…
Bu sefer düğün pastas var mıydı?
Evet, düğün pastası Pelit’tendi. İçi çikolatalıydı. Temamızla uyumlu olarak pastanın dışı maviydi ve üzerinde gümüş deniz kabukları vardı.
İki düğününde de “harikaydı” dediğin neler oldu?
Belçika’daki belediye nikahında nikahtan sonra hep beraber şarkı söyledik, toi+moi gregoire… O komik bir andı. Sonra İstanbul’dan komsumuzun kizinin kocası gitar caldi belediyede, o da çok güzeldi. Normalde böyle şeyler olmuyor. Yine Belçika’daki düğünde ben cok güzel göbek attım. Tabi hiç Türk olmadığı için herkes hayran hayran bana bakıyordu.
Çok enteresan geldi tabi onlara. İstanbul’daki düğünde de bu sefer John göbek attı. Bu sefer de herkes ona baktı. Çok ama çok komikti.
Etiketler : düğün, Düğün Fikirleri, gelinlik, gerçek düğünler